Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nelerdir?
|Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artması için birçok kişi harekete geçmiş durumda. Bildiğiniz gibi doğa dostu olan bu kaynaklar sayesinde çevreye zarar vermeden ihtiyacımız olan tüm enerji elde etmek mümkün oluyor. Peki kullanılmasının avantaj olduğu ve çevreyi kirletmeyen doğal enerji kaynaklar hangileridir? Bunlar arasında en çok bilinen iki tanesi güneş ve rüzgar enerjisi olarak karşımıza çıkıyor. Güneş’in Dünya’ya göndermiş olduğu ısı sayesinde bu enerjiyi elektrik enerjisine çevirmek mümkün oluyor. Aynı şekilde rüzgarın havada oluşturmuş olduğu kinetik enerjiyi de başka enerji türlerine dönüştürmek hem masrafsız hem de çevre dostudur..
Bunların yanında ise geleneksel hale gelen ve uzun zamandır kullanılan ve oldukça büyük çaplı santralleri kurulmuş olan hidroelektrik enerji en çok kullanılan yenilenebilen enerji kaynakları arasında yer alıyor. Özellikle barajlara kurulmakta olan bu santraller sayesinde büyük bir hız ve momentum ile gelmekte olan suyu, enerjiye dönüştürmek mümkün oluyor. Basit bir hesap yaparsak, 1 kWh enerji üretmek için, yani 3.600.000 joule enerji üretmek için 3,67 m³ su harcamak gerekir.
1 kWh enerji için harcanan su miktarına “Özgül su sarfiyatı” denir. Barajdaki su seviyesi ne kadar düşükse Özgül Su Sarfiyatı da o oranda yükselir. Yani aynı enerji için daha çok su harcamak gerekecektir.
Barajların Avantajları olduğu gibi Dezavantajları da çoktur. Hidroelektrik enerji santrali yani Bir Baraj kurarken, barajın su kapasitesi ve yıllık yağış oranı gibi birçok farklı etmen de göz önünde bulundurulmalıdır. Öncelikle uzun süreli yağış, su, jeolojik çalışmalar yapılmalı, bunlar kayıt altında tutulmalı, barajın kurulacağı tüm alanda su altında kalan arazileri için halka istimlâk bedelleri ödenmelidir. Bu da barajın ilk yatırım maliyetinin çok fazla çıkmasına neden olur. Ayrıca vahşi hayata ve doğal kaynaklara zararları, bölgesel kültürler ve tarihi yerlerin yok edilmesi göz ardı edilemez. Su kalitesine olumsuz etkisi de dezavantajlarındandır. Küçük bir kasabaya yetecek kadar enerji üreten bir baraj için bile birçok ağaç kesip yol açmak zorunda kalınması doğaya geri dönüşü olmayan büyük zararlar vermektedir. “Yenilenebilir” ismini çok da hak ettiği söylenemez ama dezavantajlarına karşın; enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan dolayı ilk kurulum maliyetinden sonra üretim maliyeti çok ucuz olmaktadır. Yakıtlı santralleri gibi hava kirliliği yaratmazlar. Sadece elektrik üretimine yaramazlar. Aynı zamanda;
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama, Sel ve taşkınları önleme, Tarımsal sulama ve Balıkçılık, Ağaçlandırmaya katkı, erozyonu önleme, Turizmi geliştirme, Ulaşım alternatifi sunması, İklimde yumuşama sağlaması gibi yararlar da sunar.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz enerji kaynaklarının yanı sıra aslında günümüzde değerini bilemediğimiz biyolojik bir enerji kaynağımız da var. Biyokütle enerjisi, ölmüş ve hala yaşamaya devam eden canlıların mükemmel bir şekilde oluşturmuş olduğu döngünün sonucunda ortaya çıkmaktadır. Günümüzde bu enerji kaynağının aktif bir şekilde kullanılması için mühendisler tarafından yapılan araştırmalar ve çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.
Yenilenebilen enerji kaynaklarının son zamanlarda bu kadar artmasının altında yatan temel sebepler, doğaya vermiş olduğumuz zararlar ve fosil yakıtların kaynaklarının tükenmeye yüz tutmuş olmasıdır. Dolayısıyla da gelecekte fiyatlarının artacağı endişesidir. Artan enerji ihtiyacına yeni ana alternatiflerin gerekmektedir. Rekabetçi dünya ekonomisinde alternatifler her zaman kazandırmaktadır. Birçok alanda olduğu gibi enerji alanında da alternatifler üzerinde çalışmalar hızla devam etmektedir. Sonuç olarak yenilenemez enerji kaynaklarını büyük bir hızla tüketmeye devam edersek, çok yakın bir zamanda Dünya, yaşaması mümkün olmayan bir gezegen haline gelebilir. Bu yüzden de yenilenebilen enerji kaynaklarına önem vermek gerekmektedir. Geçmişteki 10 yıl içerisinde yenilenemez enerji kaynaklarının hızla tükenmesi ile beraber bu konuda yapılan araştırmalar ciddi anlamda hız kazanmış ve insanların bilinçlendirilmesi için devletler tarafından çalışmalar başlatılmıştır.