Abim Bile Yapsa Nükleer Santral İstemem !
| İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Doktor Bekir Sıddık Binboğa Yarman, elektronik haberleşme alanında dünyanın en önemli isimlerinden biri.Birçok bilimsel buluşta adı var.Uydu ve tanklar için geniş bant sisteminlerinden radarlara yakalanmayan uçak sistemlerine kadar pek çok şey geliştirmiş.Başta Türkiye ordusu olmak üzere birçok askeri projelere ve hükümetlere danışmanlık vermiş.Amerika ve Japonya’nın en önemli üniversitelerinde hocalık yapmış,son iki yılda yazdığı iki kitap ise tüm dünyada mühendislerin başucu kitabı.Şimdi İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik mühendisliği Bölümü Başkanı ve Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı.Bu üniversitenin kurucu rektörü aynı zamanda.Kardeşlerinin ve onların çocuklarının tümü de bilim insanı.Prof.Doktor Bekir Sıddık Yarman, Akşam gazetesine yaptığı röportajda kendisine yöneltilen ”nükleer santral yapılsın mı?” sorusuna verdiği cevapta, Türkiye’nin en önemli nükleer mühendisi Tolga Yarman’a atıfta bulunarak ”Başında abim bile olsa,bu şartlarda istemem” cevabını verdi.
Atom fabrikası kurma hayalleriyle büyüdüğünü belirten Yarman,
– Uzmanlık alanım olmadığı için konuşmam doğru değil. Kimseyi zemmetmek için de söylemiyorum ama ben Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı, akıllı kişi olarak şunu söyleyebilirim: Ben teknolojisini iyi kullanmasını bilmediğim şeyi satın almam! Bu benim prensibim. Örneğin İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bir mikrodalga laboratuarı kurmadım. Bastırır parayı kurarım ancak o laboratuarda çalışacak asistan bulamıyorum. Olay bu kadar basit. Keşke Türkiye’de nükleer enerji çalışmalarına gem vurulmasa, üniversitelerde küçük küçük reaktörler kurulsaydı. Abim Tolga Yarman dışında, Amerika’dan gelen üç-beş adamın dışında tıkır tıkır santrali kullanmayı bilen insanlar olsaydı. Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nde, Ankara Nükleer Araştırma Merkezi’nde güzel kadrolar olsaydı. Şu veya bu sebepten birbirinin gözünü oyanlar olmasaydı ama maalesef oldu.
– İTÜ’de reaktör var, biz haber için gittiğimizde elektrikler kesikti, fotoğrafını birkaç gün sonra çekebilmiştik.
Keşke İTÜ’nün reaktörü üniversitenin hatta bulunduğu semtin elektriğini sağlasaydı. Bugüne kadar yapmamışlar. Gelin oradan başlayın. Bu insanlar yetişsin. Türkiye’de bir nükleer teknoloji olmasını en çok ben isterim. Bir nükleer reaktörde çalışacak en az 200 tane süper adamımız olmalı. Biz bu adamları nereden bulacağız, ancak Tolga Yarman gibi adamları buluyoruz ama televizyonda konuşturmak için. Japonya’da çalıştığım üniversitede muazzam nükleer enerji reaktör teknolojileri vardı. Japonya’daki santrallerin tasarımını yapıyorlar. İşi bilen binlerce mühendis var, olgunluk düzeyi var ama biz elimizdeki öldürmüşüz. Biz çalışanları işten atmışız. Atom Enerjisi Kurumu’na atom mühendisleri yerine elektrik mühendisi koymuşuz… Bakımı olmayan asansöre bile binmem ben. Dolayısıyla kendimi Türkiye’de nükleer enerji teknolojileri açısından huzur içinde hissetmiyorum. Türkiye’de reaktör nasıl kullanılacak, aklım kesmiyor. Kimse bunun uzmanı, çıksın, anlatsın. Atom mühendisi olsa bile abime dahi güvenmiyorum. ‘Ben kullanacağım’ dese derim ki ‘Kardeşim sen 30 senedir reaktör görmemişsin nasıl kullanacaksın?’ Son 10 senesi reaktörlerle alt alta, üst üste geçen 300 kişilik kadro gelsin, onlara güvenirim. Ruslar ya da Japonlar bin kişiyle çalıştıracaksa, buyursun gelsin çalıştırsın. Ben böyle kalın kafalı bir mühendisim. Bu bir kültürdür. Kullanma kültürü. Buraya temizlikçi kadın getiriyorum elektrik süpürgemi yakıyor…